9

 

Teknoloji Ve 5 Duyu Kaybı

01:35:04 | 2020-01-21
Psikolog-B.Melis Avcı
Psikolog-B.Melis Avcı     

Günümüz dünyasında en hızlı gelişen yol olan teknolojinin yararı olduğu kadar dikkatli kullanılmadığında oluşan zararı da oldukça fazladır. Ben bu konuda özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerde diye bir ayrım yapmak istemiyorum. Çünkü gelişimin ülke bazında olduğu kadar kişi bazında değerlendirilmesinin daha önemli olduğunu savunmak gerekli diye düşünmekteyim.

Hele ki artık dünyanın herhangi bir ucundan bir ucuna elimizdeki küçücük bir telefondan ulaşabilmek olanaklı hale gelmişken. Bu bağlamdaki gelişim, bireylerin öznel çabasının sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat gelişen ve gelişmekte olan bu hızlı değişim, teknolojik adaptasyon kısmında bazı ruhsal uyumsuzluklara da neden olabilmektedir. Başlıkta bahsettiğim 5 duyu organı olarak bildiğimiz duyularımız dış ortamda oluşan kimyasal, fiziksel, elektriksel vb. tüm değişiklikleri alarak sinir uçlarına ve sinirlerin bağlı oldukları duyu hücrelerini uyarmak amaçlı bize bahşedilmiş birer lütufdur aslında. Bunlar bildiğiniz üzere; göz, kulak, burun, dil ve deridir. Şimdi gelelim teknoloji ve ruhsal kayıp bağı kısmına.

Özellikle pazarlama endüstrisi son dönemlerde beş duyumuza hitap eden ürünlerle müşteri çekmekte. Bu yöntem oldukça etkili ve popüler bir hal almakta. İlk olarak KOKU ALMA duyumuzdan bahsedelim isterim. Hazır pazarlama demişken burayı biraz inceleyelim. Teknoloji geliştikçe kozmetik sektörü her şeyin kokusunu üretmekte sınır tanımaz hale geldi, elbette bundan faydalanmak güzel fakat buradaki ruhsal boyut yapısı şu ki tek düze kokular insanın kendine ait vücut kokularını maskeler oldu. Tıpkı hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da kendine ait belli vücut kokuları mevcuttur. Ve bunlar insanlarda cinsellik, çekicilik, bağlılık, güven, ilgi vb. olguları bedensel olarak ortama yayan yaşantıların oluşumu bakımından oldukça önemlidir aslında. Tensel aura'ya engel olan aşırı kokular ise bu duyguların fark edilmesi kısmına set oluşturabilmektedir. Elbette tüketilen besinler, hormonlar, farklı her türlü etmen kokuları farklılaştırdığından güzel kokulara ihtiyaç oluştu. Amacım zaten kullanımına engel olmak değil tabi ki; temizlik, hijyen, güzel kokmak her zaman kendimize ve çevremize verdiğimiz bir çeşit değerdir. Anlatmak istediğim aşırıya kaçınmanın biyolojik yapımızdaki kokuların ayrıştırıcılığını yok ettiği. Bu da doğal olarak kişisel çekim alanlarının ruhtaki boyutunda aksamalara neden oldu. Yani kişilerin öz kokularındaki farklı yapılar yok olduğundan belli tensel ve tinsel uyumsuzlukların dengesizliği yaşandı. Sonucunda kişilerarası bağlarda belli başlı kopmalar oluştu (tabi bu bir bölümdeki nedendir). Misal kişi eski sevgilisinin parfüm kokusunu bir başkasında yaşayarak duygusal bağlamdaki derinliği ararken aslında karşısındaki farkları baskılayıp, bilinçaltı ve bilinç karmaşasıyla ilişki yetersizliği yaşadı. Çünkü ruhsal dengesindeki kokusal sevgi profili eski obsesif sevgideki gibiydi. Duygusal arayışını da bu bağlamda eski nesnedeki şekilde aradı. Oysa koku dışında her şey farklılaşmıştı. Sadece bir bağ benzerini ararken bile eski yaşantı özlemi ve yeni yaşantı arasında karmaşık bir ilişki dengesizliği yarattı. Bunun sonucunda çarpık bir ilişki yaşantısı veya bitiminin sonucu anlaşılmayan ruhsal problemlerle dolu duygu sarsıntıları oluştu. Bu sadece ufak bir örnek, fakat yaradılış kısmındaki bu lütuf kaybı bile aslında içinde çok derin duygusal kayıpların belki de bir kırıntısı olarak değerlendirilmelidir. 

Dikkat ederseniz yapılan araştırmalarda bile aslında bedensel koku bağının, ruhun sağlığı açısından ne kadar önemli bir adım olduğu fark edilecektir. Yeni doğan bir bebek ile anne arasında oluşan koku algısı en saf enerjiyi oluşturur ve bu ikilinin sevgi, şefkat, güven bağlarının kuvvetlenmesinde oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Bebek annedeki kokuyu algıladığında huzurlu, sakin, dingin bir hali özümseyecektir. Bu bağdaki eksikliklerin ileriki dönemlerde oluşan bir çok problemin çıkış noktası olduğu bilinmektedir. Belki ufak bir yöndür konuştuğumuz ama düşünmeye değer olduğu kanısındayım. Bir diğer duyumuz ve ruhsal kaybı boyutunu, bir sonraki yazıda konuşmak dileğiyle.

PSK. Berna Melis AVCI




ETİKET :   Melis avci teknoloji 5 duyu kaybı

Tümü
UA-147632479-1