9
Halkların Ortak Mücadele Dinamikleri
Her ideolojik hegomanyanın başlangıcı olduğu gibi sonunun da olacağı kaçınılmazdır. Bu sonucu özne nesne ve yüklem dizimine benzetebiliriz.Öznenin nesneye biçim vermesiyle nesne zihinde biçim, anlam kazanır. Örneğin bir heykel tıraşın yapacağı heykele çekiç ve keski darbeleriyle sabrıyla büyük bir emek ve alın teriyle ona şekil vermesiyle heykeli görsele sunması ustaya yaşamında muazzam bir mutluluk katacağı kesindir.
Bir ressam için de aynı şey geçerlidir, ressam tuvale zihninde tasavvur ettiği özneyi fırçasıyla nakşederken ona aşk ile bağlıdır,bir romancının kaleminden dökülen sözcüklerde doğanın tüm renkleri tasfir edilirken öte yandan katilin kurbanının canını alması eylemi kusursuz işlenir.Bu her üç özne diyalektik mantık yürüterek eserlerine sonsuz ahenk katarak geniş kitlelerin zihnine estetik kazandırır.
Burada açığa çıkan figürler kimi zaman bir ideolojinin baskın hakimiyeti kişinin resmedilen ve meydanlara dikilen portre ve heykelleri zihinlere onlarca hatta yüzlerce yıl kazınıyor olması onu haklı kılmaz!
Örneğin toplumsal ilerlemeye hukuk alanında, edebiyat ve çeşitli sanat alanları ile tıp da öncülük etmiş bireylerin heykel ve portleri her devirde kalıcı olarak yerli yerinde kalmıştır. Sözkonusu bireyler toplumun hafızasında ve kalbinde"iyi"olarak yer ettiğinden hiç bir ideolojik güç ve hegomanya onları halkların ruhunda ve gönlünde silememiştir.
Sözkonusu olan Baas rejiminin kalesi olan Suriye'nin bir çok şehrinde baba Esat ile oğul Esat'ın heykellerinin yerle yeksan edilip yerlerde sürüklenmesiydi. Baas rejiminin çökmesi bir sonuç olduğu ve bu rejimin,ideolojinin 20.yy ait olduğu, referans olarak her ne kadar "Sosyalizm" i esas aldığını söylese de uygulama da bunun işlevselliği neredeyse yok hükmündeydi.
Mesela Saddam dönemindeki uygulamalardan bunu görmek mümkün.Saddam rejimi 1988 yılında Kürd şehri olan Halepçe de şehre attığı kimyasal gaz nedeniyle kısa bir sürede beş bin insanın ölümüne neden olmuştu.Bu bir soykırımdı.
Saddam'ı pohpohlayan, onu yenilmez Arapların "tek lideri" olarak lanse eden emp. güçler kimyasal gazları verende o güçlerdir.Zamanın da saraylar yaptırdığı yeri geldiğin de boynuna yağlı urganı takan da onlardı.
"Arap baharı"ı ile başlayan bob'un(büyük Ortadoğu Projesi) ikinci hamlesi ardından on üç yıldır Suriye de süren vekalet savaşları sürecinde kendi iç dönüşümünü sağlayamayan tekçi Baas rejiminin Suriye'nin büyük bölümünü tekfirci cihadist güçlere teslim etmesi kaçınılmaz olarak özne-nesne ilişkisinden öte bir şey değildir.
Kadim Suriye'nin direnilmeden tekfirci güçlere teslim edilmesi acı olsa da halkların hafızasına kazınan direniş felsefesi ile objeleri halkların hafızasında silşnmeyeceği muhakkakdır.
Suriye'nin üçe bölüneceği yapılan pazarlıklar neticesinde açığa çıkıyor;yaşanan süreç bob'üçüncü hamlesi olarak nitelendirilen üçüncü emperyalist kuşatma giderek genişlerken yakın gelecekte İran molla rejiminin de devrileceği kaçınılmazdır.
Ortadoğu başta olmak üzere küresel hegamonyaca derinleştirilen kaos sonucunda halklar yeni bir sentez ile halkların ortak mücadelesi sonucunda barış, demokrasi ve bir arada yaşamanın ortak geleceğini ve kültürünü kurmada hiç bir şüpheye yer yoktur.
Oysa El Colani'nin halklara dayatmış olduğu gelecek ortaçağ karanlığından öte bir şey değildir!
Mehmet Güzel/GlobalKalem
-- Adversting 7 REKLAM ALANI --