Ülkede işsizlik ve ekonomik sıkıntılar konuşulacağına, CHP’nin konuşuluyor olması ilginç..
CHP ile ilgili algı operasyonu yapmaya çalışanlara birkaç lafım olacak...
CHP’ye gönül verenleri üç gruba ayırabiliriz.
1) Beklentisi olanlar: Milletvekili, Belediye Başkanı, İl-İlçe Başkanı veya yöneticisi, Belediye Meclis Üyesi vs.gibi makamları hedefleyen kariyer planlaması olan partililer..
2) Beklentisi olmayanlar: Hiç bir şey istemeyen, sadece CHP’yi iktidarda görmek için heyecanla karşılıksız çaba gösteren partililer..
3) Mevcut seçilmişler: CHP’yi iktidara taşıma onurunu yaşamak için çaba gösteren bu arkadaşlarımız, parti içi tartışmalardan en çok zarar görecek gruptur..
Bu üç grup partilinin parti içindeki gelişmelere tepkisi çok farklı olur..
Beklentisi olanlar; işine geldiği gibi, yani çıkarına göre tavır belirleyebilirken,
beklentisi olmayanlar sadece “parti zarar görür” düşüncesiyle üzülürler ve bu tartışmalara sert tepki vererek partilerine daha sıkı sarılırlar..
Mevcut seçilmişler ise genellikle gücün yanında olurlar..
Şunu açıklıkla söyleyebilirim ki;
100 CHP’linin 90’ı, “çocuklarının ve torunlarının geleceğinden endişe duyuyor ve “CHP iktidar olsun, ülkeyi aydınlığa çıkarsın, ben bir şey istemiyorum” diyen gerçek vatanseverlerdir. Bunları hiç bir güç CHP dışındaki bir adrese yönlendiremez.. Beklentisi olan ya da şu an seçilmiş bir makamda bulunan arkadaşlarımızın da CHP’yi terkedip maceraya atılacaklarını hiç düşünmüyorum..
Zira, CHP bir lider partisi değildir.. CHP Genel Başkanının kim olduğu elbette önemlidir. Ancak partiden istifa etmek için bir gerekçe değildir..
CHP seçmeni mücadelesini partisi içinde en sert şekilde verse de, birilerinin hatırına da partisini terketmez..
Son söz: TAŞ YERİNDE AĞIRDIR..
Hele bu taş Mustafa Kemal ATATÜRK’ün CHP’si ise......