İbrahim Kaypakkaya,Bir Türkiye Che Guevera'sı

68'li...

Diyarbakır’da devletçe başı koparılarak, kolları-bacakları kesilip, vücudu paramparça edilerek, yaralı halde ayakları donana kadar kar üstünde yürütülerek öldürülmesinin 47. yıl dönümü...

1949 Çorum doğumlu ve yoksul bir ailenin çocuğu.

Hasanoğlan öğretmen okulunda, Çapa Yüksek Öğretmen Okulu, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinde okudu.

Fikir kulüpleri Federasyonu (FKF) ve TİP (Türkiye İşçi Partisi) içinde çalıştı.

ABD 6.Filosuna karşı bildiri yayınladığı için okuldan atıldı.

FKF ve TİP içindeki bölünmede MDD'cilerin (Milli Demokratik Devrim) safında yer aldı.

Silivri Değirmen köyde ki toprak işgallerinde köylülerle, Demir Döküm-Sungur-Gıslaved grevlerinde işçilerle birlikteydi...

Daha sonra Malatya,Dersim,Antep yörelerinde örgütlenmeler yaptı ve sıkı yönetimce aranmaya başlandı.

1972'de eski çevresinden ayrılarak, Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist (TKP-ML) adıyla yeni bir örgüt-hareket, ona bağlı olarak da Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusunu (TİKKO) kurdu.

Artık bir siyasal askeri gerilla mücadelesi öngörüyor ve bunun başlatıcısı oluyordu.

24 Ocak 1973'te Dersim'in Vartinik-Mirik mezrasında kolluk güçlerince kuşatıldılar.

Yakın arkadaşı Ali Haydar Yıldız çatışmada öldürüldü.Diğer arkadaşları kuşatmayı yarıp çıktılar.

Yaralı olarak kurtulan ve bir köyde 5 gün saklanan İbrahim Kaypakkaya, 29 Ocak 1973'te yakalanıyor

Yaralı halde uzun süre karda yürütülüyor ve ayakları donmuş halde Diyarbakır'a götürülüyor...

Burada hastaneye yatırılan Kaypakkaya’ya donan ayaklarını keseceklerini söylüyorlar,

ancak o kabul etmiyor. Uyku ilacı verip uyutarak ayaklarını kesiyorlar.

Sonra o halde tekrar işkenceye alıyorlar, işkence aylarca sürüyor. Konuşmuyor...

Cesedi babasına verildiğinde, başı koparılmış, elleri-ayakları kesilmiş vücudu paramparçadır...

Savaşın dahi bir ahlakı-hukuku vardır.Artık yakalanmış, devletin elinde olan bir genç insana yapılan bu akıl almaz vahşet, devletin gerçek karakterini-psikolojisini-felsefesini, hangi sınıfın çıkarlarını korumak için oluşturulmuş bir aygıt olduğunu bize açıkça göstermektedir...

Esasen yapılanlar Türkiye düzen karşıtlarına ve muhaliflerine direk mesajdır.

Hiçbir ölçü, ahlak-değer-yasa-hukuk vicdan his tanımayan bir mesaj...

Olay daha sonra Milletvekilleri Mehmet Ali Aybar ve Ordu Milletvekili (Aybastı'lı) Ferda Güley tarafından mecliste dile getirilir.

Kaypakkay'a Türkiye sol tarihinde Kürt meselesi ve Kemalizm konusunda ayrıksı-özgün görüşlere sahip önde gelen sosyalistlerden birisidir.

                                      ***

Kaypakkaya'nın Parçalanan vücudu, Türkiye’nin ruhudur…

Kanayan yerleri Türkiye'nin vicdanıdır…

Sigara söndürülen meme uçları,iç göz kapakları, koparılan yerleri Türkiye'nin susturulan dili, dinlenmeyen talepleri, rahatsız olunan aklıdır…

Yok edilen varlıkları, bu günkü mahvedilmiş,yıkılmış,gaspedilmiş Cumhuriyetin ve faillerinin yolunu açan sürecin başlangıcıdır...

Saygıyla selamlıyor, hatırası önünde eğiliyor, yaralarından tekrar ve tekrar öpüyoruz...