Bugün Dünya Basın Özgürlüğü Günü:Sendelememeliyiz

Bugün Dünya Basın Özgürlüğü Günü!

Son yıllarda, en demokratik ülkelerde bile gazeteciler işsiz kaldı. Baskı,darp, yönlendirme,takip,keyfi muamele sansür,tehdit,ve aba altından sopa gösterilerek yargı sopası ile karşı karşıya kaldı gazeteciler….

İktidar;özgür basını, özgür söz ve ifadeyi, özgür düşünceyi ezelden beri düşman belledi. Böylesine kin ve nefret yaklaşımı ile yönetilen Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde gazetecilik yapmak, cesaret ve ilkelik ister.Eğer bu doğrultuda bir gazeteci isen vay haline seni zor günler bekler.

Ama, gazeteciliği kazanç kapısı yapanlar  her dönem iktidara yakın olurlar.Onlar için tarafsızlık, ilkelik,araştırmacılık,dürüstlük ve cesaret en son gelen kavramlardır.Bunun aksini iddia edenlerin Türkiye tarihine bir göz atmalarını öneririm.Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Son dönem gazetecilere uygulanan akıl almaz baskıları ve yasakları gözden geçirmeniz yeterli.Dünden bugüne; gazeteciler, aydınlar,yazarlar,çizerler ve şairlerin hapishanelerde anılmadığı bir dönemi hatırlamayan varsa,sil baştan bir daha bu dönemlere bir göz atsın.Her dönem gazetecilerin katledildiğini,salt gerçeklerle kamuoyunu bilgilendirdiği için cezaevini boylayan gazetecilere rastlarsınız.Bu akıl almaz ayıp, asırlardır sistemleşti artık.

Dün çeşitli yasaklarla mesleğimizi icra etmemize engel genelgeler çıkaran bu iktidarın çoğu sayın vekiller ve yöneticiler,mış-muş  edebiyatlarını kullanarak  basın özgürlüğünden ve öneminden dem vuracaklar.Yine her kesimde cafcaflı ve  cilalı sözlerle birbirleri ile yarışacak.Her türlü haksızlığa ve adeletsizliğe kulak tıkayanlar dalga geçercesine basın özgürlüğünden bahsedecekler.Ama bu ülkenin  hapishaneleri lebaleb gazeteci dolu demezler.Gazetecilik sansürlenemez ve suç değil demezler.Diyemezler,detirtmezler…

Gazeteciler her zaman onlar için tehdit unsurudur.Korkarlar bu korkularının üzerine giden gazeteciler bertaraf edilirler. Zaten ‘ya taraf olacaksın ya da bertaraf’ dememişler miydi.

Özgürce mesleklerini icra eden gazeteciler maddi ve manevi yok olma noktasına yaklaşmaktadır. Ama biat edenler saraya bağlı kalanların bir eli yağda bir eli balda…Bunlar kimin arabasına binerlerse onun türküsünü çalarlar.Her zaman güç odaklıdırlar.Bunların hakikatleri işleyen kalemleri yoktur.Kalemlerini iki kuruşa satıp gazetecilik mesleğini,haysiyetini ilke ve  onurunu iki paralık ederek kazanç sağlarlar.Dönemin kuklaları hiçbir zaman gerçek gazeteci sayılmazlar.

Gazeteci;yalındır,her zaman halkın yanındadır.Hiç bir gerçeğe göz yummaz ve üç maymunu oynamaz.

Gazetecinin sözü tartılıdır.Araştırmadan aslı astarı olmayan haber yapmaz.İnsanlar acı çekerken,savaşta, yoksulukta, doğal afette, iktidarın adaletsizliğinde dert ve kederle cebelleşip mücadele ederken üç maymunu oynamaz.Korkusuzdur bedelli ne olursa olsun onu  göze alarak gerçekleri yazabilen ve görüntüleyendir.

Günümüze baktığımızda,bu ülkede gerçek anlamda canlarını dişlerine takan ve her gün hedef gösterilen yılmayan gazeteciliği ayakta yaşamda tutabilmek için bedel ödeyen bir avuç gazeteci kaldı.Bırakın para kazanmayı cebindeki son parasını bu yolda harcayan ve ekonomik sıkıntı yaşayan,iktidarın işaret etmesi ile yargısal baskılar yüzünden,zor günler geçiren bir avuç gazeteci.

Bugün bizim basın ve özgürlük üzerine katmerli sözlere ihtiyacımız yok.Bizim dayanışma içerisinde sesiniz olduğumuz gibi sesimiz olmanıza ihtiyacımız var.Biz gazetecilerin herkesten çok bu güzelim ülkenin yararına halkı aydınlatma ve bilgilendirme görevimiz var.Haber alma hakkımıza ve düşüncelerimize sahip çıkmak zorundayız.Korkmadan, yılmadan mücadeleye devam etmeliyiz.Durakladığımız an kaybederiz.Bir arkadaşımız hedef gösterildiğinde etrafında çember olmalıyız.Ve özgürce yazan özgür kalemlere dayanışma içerisinde sahip çıkmalıyız.Günün anlam ve önemini yaşatmak istiyorsak sendelememeliyiz…