9
GlobalKalem

O partinin adı umut, ruhu emek, dili halktı.
O partinin gençleri gece yarısı afiş ve bayrak asan, komşu evlerin duvarlarına sloganlar yazan, sabahın ilk ışığında sandığın başına giden insanlardı.
Kadınları evlatlarını bırakır; akşam olunca eşinden, kayınvalidesinden bir ton laf işitir ama asla demokrasi nöbetinden vazgeçmezdi.
O partinin emektarları da vardı. Yıllarını adayan, koltuk değil adalet; koltuk değil hukuk; koltuk değil özgürlük ve vicdan bekleyen, ideolojisine sonuna kadar sahip çıkan insanlardı.
Bir zamanlar CHP’de siyaset tabandan tavana doğru yürürdü.
Her adımda emek, alın teri ve inanç vardı.
Ama bugün bir şeyler tersine döndü.
Artık tavandan tabana işleyen bir siyaset biçimi hâkim.
Örgüt suskun, emek görünmez, gençlik küskün hale geldi.
Yıllardır partisini terk etmeyen, her fırtınada dimdik duran, eleştirilse de dışlansa da o altın rozetini kalbinde taşıyan insanlar birer birer kenara çekildi.
Kimi bedel ödedi, kimi susturuldu, kimi görmezden gelindi.
Ama bilinsin ki o insanlar hâlâ burada.
Yılmadan, yorulmadan, inançla bekliyorlar.
Bir gün emeğin ve inancın yeniden kıymet göreceği günü bekliyorlar.
Emek, Kadın, Gençlik ve Sadakat: Unutulan Dört Sütun
Bir partiyi ayakta tutan dört sütun vardır: emek, kadın, gençlik ve sadakat.
Bu sütunlardan biri eksilirse bina sallanır; hepsi unutulursa bina çöker.
Bugün CHP, bu dört değerin kıymetini yeniden hatırlamak zorundadır.
Bu partiyi ne tabela kurdu ne de koltuklar büyüttü.
Bu partiyi, gece soğuğunda kapı kapı gezen kadınlar kurdu.
Heyecanla kürsüye çıkan gençler büyüttü.
Sandık başında sabahlayan emektarlar yaşattı.
Ve her şeye rağmen “Ben CHP’liyim” demekten vazgeçmeyenler onurlandırdı.
Onlar sustular ama partilerini asla terk etmediler.
Çünkü bilirler ki CHP’li olmak sadece bir kimlik değil, aynı zamanda bir vicdan meselesidir.
Tavandan Bakanlar Değil, Tabandan Doğanlar Kurtarır
Bugün CHP bir vitrinden ibaret olmamalıdır.Çünkü bir partiyi kurtaracak olanlar tavandan bakanlar değil, tabandan doğanlardır.
Bir zamanlar Silivri’de, Bursa’da, Erzincan’da, Mersin’de, Edirne’de, Diyarbakır’da gençler vardı.
Ceplerinde harçlıkları yoktu ama ellerinde bayrakları vardı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” sözünü kendine rehber edinen bu gençler, yüreklerinde umut, zihinlerinde ideoloji, gözlerinde Cumhuriyet’in ışığını taşıyorlardı.
Onlar parayla değil, inançla büyüyen bir nesildi.
Bir kadın vardı; çocuğunu sırtında taşıyarak mitinge giderdi.
Bir adam vardı; yıllarca görev bekledi ama hiçbir zaman küsmedi.
İşte onlar bu partinin gerçek sahipleridir.
Onlar “emek siyaseti”nin omurgasını oluştururlar.
Ama bugün o omurga bükülmüş durumdadır.
Merkezden gelen kararlar, örgütün iradesini susturmuştur.
Artık kimse dinlenmiyor, kimse görülmüyor.
Oysa bir partinin asıl nefesi örgütün sesidir.
Bu ses bastırılırsa partinin kalbi durur.
Kıssadan Hisse: Sadakat, Liyakat ve Emeğin Masalı
Bir çınar ağacı varmış.
Kökleri toprağa derinlemesine uzanır, gövdesi ise gururla dimdik dururmuş.
Bir gün çınar, köklerini unutup dallarını parlatmaya başlamış.
Dalları süslenmiş ama kökleri susuz kalmış.
Bir sabah rüzgâr çıkmış ve o koca çınar devrilmiş.
Yanındaki küçük fidan fısıldamış:
“Görüyorsun ya koca çınar, seni süs değil; kök yaşatır.”
İşte bizim hikâyemiz de budur.
CHP’nin kökleri o kadınlar, o gençler, o emektar yüreklerdir.
Eğer onları yok sayarsan, partiyi süsleyen dallar bile solar.
Ve Son Sözüm: Umut Yeniden Filizlenir
Bu yazı bir sitem değil, bir çağrıdır.
Yorulmuş, kırılmış ama hâlâ umudu elinde tutanların çağrısıdır.
Ben inanıyorum ki bir gün o eski günler yeniden gelecek.
Gençlik sokaklarda olacak, kadınlar kürsülerde, emektarlar onurlu yerlerinde yer alacak.
Ve o gün geldiğinde biz sadece “CHP kazandı” demeyeceğiz;
“Emek, sadakat ve gençlik kazandı” diyeceğiz.
Çünkü biz biliyoruz:
Bir partiyi büyüten tabela değil; emek, yürek ve vefadır.
Bir Kadının, Bir Emektarın ve Bir Cumhuriyet Evladının Kaleminden
Fatoş Birinç / GlobalKalem
Yazarlar
Yazarlar
Yazarlar
-- Adversting 7 REKLAM ALANI --
Dünya ve Avrupa
Gündem
Siyaset ve Gündem
Kültür Sanat Şiir ve Edebiyat
