9
Bu yazımda sizlerle yol,yolcu ve yolculuk kavramları üzerinde buluşup felsefi ağırlıkta ilerleyelim
istiyorum. Yol kavramını ben belli bir bilinç düzeyi ile akli, istemli, istekli olarak; bir hedef, bir amaç
veya bir düşünce kavramına ulaşmak öngörüsü ile gidilen güzergah olarak tanımlıyorum. Sözlük
haline bakacak olursak yol ; karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklıktır.
Daha ilmi bakarsak ise yol kavramı Kur’an’da "Sebil" yani hayır ya da şer olsun herhangi bir şeye
vasıta olmadan, ulaşmada veya erişmede vasıta edinilen her tür şey için kullanılır.
Gelelim yolcu kısmına: Hayat denilen süreçte herkes yola çıkabilir ama her yola çıkanın yolcu olacağı kesin değildir.
Burada belirleyici olan kıstas "istek ve arzular derecesi" olabilir. Çünkü yola girip yolcu olabilmek bir
serüvende pasif halden aktife geçiş adımını gerektirir (Bu fiziksel olmayabilir). Fakat herkes kendini
serüvene ait bir kahraman hissetmeyebilir. Kimisi hayatı ana karakter olarak yaşarken belli aşamaları
gerçekten en derinden deneyimleme olgusundadır, kimisi ise sadece yan rolde rölantide ilerlemek
ister. Yani olduğu yerde sabitlenip konfor alanını terk etmek istemez. Buna sebep bazen korkularıdır,
bazen amaçsızlıklarıdır, bazen olana yetebilmektir bazen isteksizliktir bazen bilmekten kaçmaktır kimi
zamanda o merakın olmayışındandır.
***
Demem o ki her insan kendine biricik özellikleriyle sürdürür
yaşam süreçlerini. Kimi zamanda bulunduğu yer coğrafya veya belli yaşamsal yapı kalıplarıdır yola
çıkmasına engel olan. Bir yazıda okumuştum "Doğunun yolculuklarında yolculuğun temel sebebi
arayış, batınınkinde ise daha çok buluş, yüzleşme veya kaçmadır." Denilmişti. Çünkü doğu kültüründe
daha çok manevi unsurların sabitlenişi ön planda olmakta, batıda ise sabit olanın anlamını kavramak
bilinci daha yaygın halde. Aslına bakarsak doğu kültüründe manevi unsurların bu denli kalıplı oluşu
buradaki korkuların, yıkımların ve belli olumsuz süreçlerin tohumlarının bilinçaltı tortuları da olabilir.
Bir nevi genel TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) atakları gibi. Bu kısma değinmek epey uzun
olacak bu yüzden şimdilik daha özetsel gidelim istiyorum. Aslında bir yolda yolcu olmanın engeli ne
konumdur ne zaman ne de diğer unsurlar. Yolcu olabilmenin tek koşulu belki sadece fikirsel bir bilim
dalı olan parapsikolojik bir olgu gibi olabilir. Yani varlık ötesinde bir yere ulaşma biçiminin Nirvanadaki
hazzı denilebilir. Biraz karmaşık gelse de özdeki bir yol güzergahı her şeyden arındırılmış bir şeyle ilerler.Bu da yolda bulunan tüm somut / soyut olguları nötrleştirebilme becerisine dayanır. Yani yine bir hedef vardır ama oradaki doyumun yolunda ve sonunda bazen bir somut karşılık yoktur.
Misal buna en güzel örnek Simurg'un hikayesidir. Efsaneye göre kuşların hükümdarı olan Simurg (Zümrüdü Anka) Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Yuvası, Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Onun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi olgulara takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Sırasıyla; Aşk vadisinden,ayrılık vadisinden, hırs ovasından, kıskançlık gölünden geçmişler ve en son şaşkınlık vadisini de geçip yok oluş ovasına varmışlar tüm ümitleri tükenmiş ve orada ‘Hiç'liği görmüşler. Anlamışlar ki aslında onların her biri birer Simurg’muş. Aradıkları kendileriymiş ve aslında gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculukmuş bunun farkına varmışlar.
Başlıkta anlatmak istediğim gibi yoldaki yolcuların bir anlamı
yoktu önemli olan yoldaki fikrin sabitliğiydi. Oraya varma fikirleri yolunda gitmeyen şeylere çözüm
aramaktı ve Simurg fikrin ateşlenme kısmıydı; sonuç ise oraya vardıklarındaki kendi inançsal hazlarıydı
ve Simurg sadece soyutu aradıkları somut bir araçtı. İşte bizlerde belli fikirlerimizde, hayallerimizde veya isimlendiremediğimiz duygularımızdaki isteklerimizi sabit bir somuta adarsak, bulduğumuz
sonuçta anlamı kaybetmiş hissederiz bu yüzden fikir yollarınız baki kalsın ve yolcuların (her türlü
somut /soyut şey ) faniliği sizi yolunuzdan etmesin.
Psikolog | Berna Melis AVCI-GlobalKalem
-- Adversting 7 REKLAM ALANI --