9

 

Ruh Put'peretsliği

13:51:12 | 2022-02-02
Psikolog-B.Melis Avcı
Psikolog-B.Melis Avcı     

Ruh Put'peretsliği Asıl geçmişi Buddha'dan gelen ve isimsel kökenini Farsçadan alan "But" kelimesinin Türkçeye yansımış hali olan "Put" kavramı; bilinçli ve canlı olduğunun düşünüldüğü doğa üstü gücü ve etkisi olan,Tanrı olarak tapınan bazen taştan, topraktan yahut tahtadan yapılan bir tür yontu veya objeler bütünüdür diyebiliriz. Bu kavramla daha çok ilkel toplumlarda karşılaşılmış olmasına karşın ben bugün sizlere biraz daha günümüzdeki "putsal yapılaştırmalar" ın ruhsal ektilerinden bahsetmek istiyorum.

Bu kavramın Batı dillerinde "idol" olarak karşılık bulmuş. Eski Yunanda "Eidolon" yani "insan zihninde oluşturulan sûret" olarak adlandırılmış.Ve orada dini bir anlam kazanmıştır. Eski Yunan ve İbranî kaynaklarında dönem insanlarının bunları bir çeşit sahte Tanrılar olarak yaşamlarına aldıklarından bahsetmektedir. Islamiyet öncesi Cahilliye Döneminde de Araplar arasında bu olguya epey rastlanmıştır. Neredeyse her ailenin evinde bir put olduğunun yazılı olduğu kaynaklara rastlanmaktadır. Hatta bu olgunun islami açıdan en net olay ise ; Hz. Ibrahimin putlarla olan mücadelesi olabilir. Kısaca Babil'de geçen bu olay şöyle anlatılır: Hz. Ibrahim putperest bir babanın oğlu olan ve çocuk yaşlarda putperest bir toplumun yansımalarını gözlemleyen, içinde bulunduğu bu toplumun sapkınlıklarına da şahit olan; yapılan putların insan eliyle oluştuğunu ve onlarında insanlar gibi yok olabileceğine inanan bir insanmış. Bu kavramların insanlara bir hayrının olmadığını söyleyerek taştan yapılmış bir putu yere vurup kırmasıyla tarihi bir çığır açtığı islami kaynaklarda belirtilir. Dönemin en cesur devrimine vesile olmuş ve yapılan cahillik ve sapkınlıklara bu şekilde son veren bir peygamberden kaynaklarda bu şekilde bahsedilmiştir. Tabi ki sonradan bu olayı her toplum kendine göre yorumlamıştır. Hatta bu put olayı bazen bambaşka boyutlara geçmiş ve heykelcilik sanatınada bu konuda eleştiri yapanlar olmuştur.

Şunu altını çizerek belirtelim Sanat insanın ruhuna en güzel sebeptir ve sonsuzluğun sahibi yaratıcı tüm dünyayı harika bir sanat eseri halinde bize sunmuştur. Bu bakımdan putperestlikle karıştırılması / karşılaştırılması tamamen cahiliye dönemi düşünce sistemi gibidir. Asıl konum, bilimsel ruh bütünlüğümüzde hala asılı duran putlar. Örneğin; bir makam hedefiniz var ve tüm dünyayı sanki o makama eriştiğinizde elde edebileceğiniz birşeymiş gibi his uyandırıyor sizin için. Ona o kadar büyük anlamlar yüklediniz ki...Yahut bir ev alma hayaliniz, araba hayaliniz, sevgili /eş hayaliniz, çocuk hayaliniz, kıyafet hayaliniz, tatil hayaliniz, para hayaliniz milyonlarca nesnel veya öznel hayaliniz var diyelim. Herşeyi yapıyorsunuz fakat bir türlü olmuyor, ulaşamıyorsunuz hem de imkansız hiçbir durum yokken. Sebebi nedir biliyor musunuz? Bizler bu hayalleri bazen ruhsal olarak farkında olmadan o kadar putlaştırıyoruz ki gece gündüz onları düşünerek yaşamın her anında onlara sabitlenerek o kadar çok enerji yüklüyoruz ki sonunda bazen hepsi elimizde paramparça kalıyor ve biz bu başarısızlıklar sonucunda ruhsal sağlık problemleri (depresyon, anksiyete, özgüven eksikliği, öfke vs..) yaşayabiliyoruz. Neden başaramıyorum? Çok emek verdim? Ben bunu haketmedim? Tüm gücümle inandım peki neden olmadı?...Evren enerjiden oluşur ve bu iki türlüdür (+ / - ) bir elektrik akımına gerekenden fazla pozitif veya negatif enerji yüklenirse sistem otomatik olarak kendini nötrler ve kapatır. Bizde böyle yapıyoruz beynimizde varolan nesne veya objeleri putlaştırıyoruz ve olağan tüm enerjimizi birşeye sabitliyoruz aslında. Ve pat her şey yok oluyor. Bu bazen inançsal boyutta şöylede hissettirir "Neden dualarım kabul olmuyor?" dersiniz ya bazı zor anlarınızda sebep tamamen teslimiyetle inanmamaktan kaynaklı olabilir. "Her zorluğun yanında bir kolaylık vardır." (İnşirah, 94/5) diye bir âyet vardır. Buradaki kolaylık bizim putları yıkma gücümüzse?

Yani şöyle bir örnek vereyim çocukken bir şey istediğinizde o bir şekilde olurdu değilmi?..Bir pasta isteseniz ve onu beyninizde akışa bıraksanız özelleştirmeseniz ya bir komşuyla ya bir arkadaşla ya bir şekilde gelirdi o size. İşte hayatın akışıda bu berraklıkta. Ruhunuzla isteyin, elbetteki çabalayın, elbetteki yolunuzda zorluklar yaşayın çok çalışın, çok emek verin her ne istiyorsanız. Fakat o her neyse niyetinizdeki, beyniniz ve ruhunuzdaki putları bugünden yıkmaya başlayın ve suyun akışına teslim olun derim. Bir şeyin olması, olma sürecindeki ruh halinizden geçmektedir. Mümin Sekman'ın bir sözü var "BAŞ olmak için ARI gibi çalışmak gerekir" der. Fakat çizgiye dikkat edin hiçbir arı hayatın akışındaki çicekle kavga etmez, varolanın hikmetinde yol alır.

PSK | Berna Melis Avcı-GlobalKalem




ETİKET :   psikolog berna melis avcı yazdı

Tümü
UA-147632479-1