Pazartesi Seramonileri_Mehmet Güzel yazdı

Pazartesi Seramonileri

Bir cinayetin anatomisini bütün yönleriyle anlatıyordu Gabriel Garcia Marquez"kırmızı pazartesi "romanında. Oysa kasabada herkes Santiago Nasar'ın öldürüleceğini biliyordu,lakin Nasar öldürüleceğini bir tek kendisi bilmiyordu buna rağmen hiç kimse bu cinayetin önlenmesi için çaba sarf etmeyerek bir bakıma cinayeti işlemede ortak olmuştu.
Ne uğruna bu cinayet işleniyordu? Sözde "namus" uğruna!
Ünlü yazar romanında konuyu tüm ayrıntı ve detayına kadar işlemişti.Bu ve benzeri romanları okuduğumuzda bir bakıma zihnimizin bir türlü harekete geçmeyen, atıl durumda ki nöronlarına da harekete geçme fırsatı
doğuyordu.
Toplumsal cehalet toplumsal bilincinin çok önünde olduğundan işlenen cinayetler sonrası "ahlar vahlar" ile geçiştirmeye çalışan ahali bir bakıma kendi işbirlikçi hainliklerini maskelemeketen öte bir işleve sahip  değillerdi.
Yanımızda,yöremizde coğrafyamızda işlenen cinayetleri saymakla bitiremeyiz. Her işlenen cinayet insanlığın tarihine kara bir leke olarak yazıldığını unutmamak gerek.
Ülkemizde çokca gündem olan kadın cinayetleri ardısıra sokak hayvanlarına karşı işlenen bu cinayetler serisi bireysel olmadığını biliyoruz,Marquez'in "kırmızı pazartesi" romanında işlenen cinayet seramonisi gibi herkes bu cinayetleri işleneceğini bildiği halde sesini çıkartmayarak bir an önce işlenecek cinayeti izlemek için aceleyle yerini almanın telaşını yaşıyordu oysa.
Sözkonusu durum Gazze de yaşanırken diğer yanandan günlük yaşamına devam eden, ticaretini aksatmayarak yeni cinayetlerin işlenmesinin yolunu açıyordu ne yazık ki.
Küresel Hegomanyanın doymak bilmeyen para ve güç hırsı kaç zamandır Ortadoğu da başlattığı cinayet iliziyonları serisinin bizlere ilettiği diziler serisinden bitmeyeceğini anlıyoruz.
Lübnan sonrası Suriye de uzun bir zaman sonrası yeniden devreye konan kafa kesme ayinleri bizleri kimi filmlerde izlediğimiz tarikat"ayinleri sonrası kurbanları sözde "tanrılara kurban etme" törenlerinin güncellenmiş hallrinden öte bir şey değildir.
O halde katil ve katiller yaşanacak cinayetlerin  provalarını önceden yaparken maktül ve maktüllerde bu provalar seramonisinde birer seyirciden öte bir işleve sahip değillerdi.
Suriye özgülünde yaşananlar bir bakıma "sıra bize ne zaman gelecek"beklentisine girildiği kaçınılmaz bir son olmaktan öte bir şey değildir artık izletilenler.
Oysa halkların öteden beri bu cinayetlerin önlenmesi için insanlığa armağan ettiği bir çok direniş şifresi var,bizler yeterki o şifreleri kırmak için seyirci olmaktan ziyade aktör olma rolüne soyunalım.

Mehmet Güzel/GlobalKalem