9

 

“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır.” (Yunus Emre)

22:49:21 | 2020-11-10
Psikolog-B.Melis Avcı
Psikolog-B.Melis Avcı     

Psikoloji bilimi denildiğinde hala bir çok kişinin ilk aklına gelen soyut kavramlarla çevrili oluşudur. Yani halk diliyle bakarsak sadece konuşma etrafında şekillenen ruhsal durumları düzeltmeye yarayan bir meslek grubu gibi. Ve bu anlayış biçimi genellikle problemleri ilaçla daha kısa sürede çözülecekmiş gibi hissettirmekte, dolasıyla bu bilim dalını bazen arka plana itmektedir. Bu da bazen ilaçla sihirli bir değnek misali kısa sürede çözüm bulunabilecek algısı oluşturmaktadır Elbette herkes kısa sürede yorucu olan durumun içinden çıkmak ister ama o süreçlerin oluşumu için nasıl bir zaman geçişi oluşmuşsa, çözümü içinde olmalı.

Kendinize değer vererek özel terapi zamanlarını ayırmalısınız. Toplumumuzda sadece ilacın somut oluşu tedaviyi tam geçirecekmiş gibi bir algının zaman zaman oluşabilmesini sağlamakta. İlaç gerekli olduğu durumlarda bile psikoterapi bölümünü es geçmemeniz sizin için kalıcı rahatlamayı sunacaktır. Bunu da hayattaki bir yol gibi görmeye çalışmalısınız, o yolda gidebilmek için gerekli her şeyi tam sağlarsanız yolculuğunuz daha da keyifli geçecektir. Çok değerlisiniz ilk önce bunu unutmayın. Önemli olan bir diğer nokta bu yolu mesleki olarak bilimin ehli insanlarla birlikte yürümenizdir. Çağımızdaki en büyük problem mesleki etiği, yeterliliği, diploması ve bilgisi olmayan kişilerin psikoloji bilimini biliyor ve uyguluyor oluşu zan'larıdır. Zan diyorum çünkü bu süreçlerin hepsi iğne ile oya yapar gibi ince ince ve narince işlenmesi gereken süreçlerdir. Çünkü yanlış bir tedavi hiç yapılmamış bir tedaviden daha tehlikeli sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Ben bugün sizlere aslında mesleğin algılananın dışında ne kadar somut oluşunun, hayatın her alanında ve her aşamasında gözlemlenebilecek birçok yansımasının mevcut olduğunu, farklı bir bakış açısı ile anlatmak istiyorum. Kendi yoğurduğum bir düşünmeyle ufacık bir beyin karmaşası yaratmak istiyorum. Isaac Newton'u çoğumuz biliriz. Bilmeyenler için ise kısaca yine değinelim: İngiliz kökenli Isaac Newton, fizik, matematik, astronomi, felsefe ve ilahiyat gibi birçok alanla ilgilenmiş olup Albert Einstein'dan sonraki dünyanın en iyi 2. Fizikçisi ünvanına sahip olan kişidir. En bilinen yönü ise bilime kattığı hareket yasalarıdır. İşte bugün hareket yasalarının 3. sünden bir örnekle Psikolojik yönlü bağlantısını ele almak istemekteyim. Bu hem de biraz imgesel beyin jimnastiğimiz olacaktır, şöyle ki ; bir çubuğa düşey düzlemde takılı bir zincir düşünün ve ona yatay düzlemde takılan halka yüzük hayal edin. Halka yüzüğü yatay olarak zincirden aşağı kaydırıp bıraktığınızda; halka düşerken bükülecek ve zincire çarpacaktır. Bu, çarpma momentumu denilen bir kavramla zincirin sonuna aktarılacak ve zincir halkanın üzerine doğru yükselip bağlanma oluşturacaktır (isterseniz görselin halka-zincir illüzyonu şeklinde videolarına rast gelebilirsiniz). Bu zinciri hayatımız olarak sembolize edelim, halka ise bizim için geçirilen ağır psikolojik durumlar olsun. En aşağı ve boşluğa düştüğümüzü sandığımız an bile aslında farkında olmadan hayata daha sıkı bir düğüm atıyoruz. Zor ve ağır, içinden çıkılamaz dediğimiz her anımız aslında bizi bir kere daha hayata bağlamak için sebepler yaratıyor olamaz mı ne dersiniz?

Olumsuz hissedilen her durum aslında sizin ruhunuzun vücudunuza verdiği uyarıdır, bir nevi kendine gel ve devam et iletimidir. Siz yeter ki kendinizi doğada ve kendi içinizde okumayı bilin. Unutmayın zorlukların ardıdır güzel günleri berrak ve saydam gösteren. Düşünsenize büyük kışlar olmasa baharların eşsiz çiçeklerine nasıl kıymet verirdik?

Psikolog | Berna Melis AVCI




ETİKET :  

Tümü
UA-147632479-1