9

 

Bazen Hayatın Suyuna Git,O Seni Nerede Bırakacağını Bilir

22:34:43 | 2021-04-19
Psikolog-B.Melis Avcı
Psikolog-B.Melis Avcı     

Yaşarken hep bir anlam ararız ve o anlama ulaşma yolunda bazen kendimize kulağımızı kaparız akışa ve var olanın gücüne inandığımızı zannederken aslında kendi içimizdeki eksiklikler sonucu istediğimizi elde edemiyor hissi yaşayabilir ve hatalar ararız. Olmayan her isteğimiz karşısında dünyaya isyankâr, karamsar, öfkeli, umutsuz bakabiliriz. Her zaman bir dış etkeni suçlamak buradaki en kolay yöndür. Hep yok’luk kavramı bilincimizi bastırır.

Ufak bir hikayeyle devam edeyim istiyorum; Google’nin Hindistan doğumlu CEO’su Pichai Sundararajan buna hamamböceği teorisi demiş. Restoranın birinde bir gün aniden bir hamamböceği belirmiş ve orada bulunan bir kadının üzerine çıkmış. Kadın korkudan çığlık atmaya başlamış. Paniklemiş yüzü ve titreyen sesiyle, can havliyle hamam böceğini üzerinden elleriyle atmaya çalışırken, onun bu tepkisi bulaşıcı olmuş ve bulunduğu gruptaki diğer insanlar da paniklemiş. Sonra başka bir kadının üzerine düşmüş hamam böceği. Şimdi aynı şeyleri yaşamak için sıra gruptaki diğer bir kadındaymış. Garson hemen imdatlarına koşmuş, bu nöbet değişiminde, bu sefer de hamam böceği garsonun üzerine düşmüş. Garson dimdik durmuş kendini toparlamış ve gömleğindeki hamamböceğinin davranışlarını gözlemlemiş. Kendine yeterince güvendiğini hissettiğinde, hamam böceğini parmaklarıyla tutarak, restorandan dışarı atmış. Sundarararjan şöyle devam ediyor: Kahvemi yudumlayıp, curcunayı izlerken, beynimdeki anten birkaç fikir yakaladı ve merak etmeye başladı, kadınların bu tiyatral, abartılı hareketlerinden hamamböceği mi sorumluydu? Eğer öyleyse, neden garson rahatsız olmadı? Durumu mükemmel yakın bir şekilde, hiçbir kargaşa çıkarmadan halletti. Buna neden olan hamamböceği değildi, hamamböceğinin sebep olduğu rahatsızlığı o kadınların giderebilecek kabiliyette olmamasıydı, onları bu denli rahatsız eden buydu. Fark ettim ki, babamın, karımın veya patronumun bağırması değildi beni rahatsız eden, bana bağırmalarıyla hissettiğim rahatsızlıkla başa çıkamamamdı. Yoldaki trafik değildi beni rahatsız eden, trafik sıkışıklığıyla oluşan sıkıntılı durumu halledemeyecek olmamdı. Hayatımdaki kargaşayı yaratan şey, problemin kendisinden çok benim ona verdiğim tepkiydi. Hayatta olaylara tepki vermemeliyim. Onun yerine, olaylara cevap vermeliyim. Kadınlar hamam böceğine tepki verirken, garson ise cevap verdi. Tepkiler içgüdüsel olarak gösterilen şeylerken, cevaplar etraflıca düşünülerek oluşturulmuş şeylerdir.

                                                        ***

Bizlerde bazen akıştayken bütün bu olumsuzlukların sürekli neden bizi bulduğunu sorgulayabiliriz. Sorgulamak yerine düşünsel cevaplarımızı bulmalıyız belki de. “Hayatta inandığınız anlamlar için vazgeçmeden savaşmalısınız" evet savaşmalısınız fakat işte bu yoldaki savaşınızın tarzı sizi siz yapan parçalarınızdır. Bazıları hazlarıyla savaşır, bazıları nefisleriyle bazılarında egolar girer işin içine bazıları hırslarıyla ya da arzularıyla mücadele eder. Bazılarının destekçisi kıskançlıklarıdır bazılarının haset yanları bazılarının ise her türlü içsel hesaplaşmaları. Bazıları da vardır ki, minnettarlıkla girer savaşına tam teslimiyetle inançla ve saygıyla mesela. Çünkü bilir ki girdiği yolun şekli varacağı hedefin şeklini belirleyendir aslında. Ne kadar indirebilirse yüklerini o kadar özgürce bulur anlamını, bilakis o kadarda gerçeklikle. O kişiler o yolu tamamıyla hak etmiştir kanımca. Aradaki o ince çizgiyi çözebilmek olgunlaşma ve bilinç düzeyinde ilerlenen kısmı oluşturan incilerimizdir. Bazen ruhsal huzur anlarına götüren başarı yolunun merdivenlerini oluşturacak olanda odur. İçsel birçok çatışmanın doğuşu bu istenilenin olmayışı veya olanı kabul edemeyişlerin sonucunda oluşmaktadır. İşte burada "sabır ve şükür " denilen sırra da varabiliriz. Daha çok ilahi kavramlar gibi gözükse de maddesel veya bilimsel olarak da birçok kanıtı vardır. Sabır; olacak ya da gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek demektir. Şükür ise ; minneti, şükranı dile getirmektir. Çevremizde sabretmenin ve sonunda şükretmenin varlık gücüne etken oluşuyla ilgili en basit örnek, bir meyvenin oluşumu olabilir mesela, bu minik mucize için belli bir süre gereklidir o dolmadan oluşan şey ham veya çürüktür. Dolunca olan ise ağacın varlığına minnetimizin somut gerçekliğidir. ( tercih sizindir ham veya olgun anda koparmak gibi ) Hayatta olması gerekenler seyrinde işler zaten. Sadece içindeki seçimleri yapabilme yetisi bizlere bahşedilmiştir.

Dünya olağan ilerlemesinde merhametlidir, akışındayken sevgi doludur yaratılan her şeye saygılıdır. Ve harika bir matematiksel adalete sahiptir. Bu noktada asıl anlamı bulmak için en çok kendine ulaşmalı insan, onca sesin içinde belkide en çok kendi sesine hürmet gösterebilmeyi öğrenmeli. Gelin bugün ruhumuza sorular yerine akışın verdiği cevapları sessizce izleme sürecini hediye edelim.

Psikolog | B. Melis Avcı




ETİKET :   Psilolog Berna Melis Avcı yazdı

Tümü
UA-147632479-1